Sinop Kalesi’nin surlarında 2 bin 500 yıllık kırlent ortaya çıktı

Sinop Kalesi’nin surlarında 2 bin 500 yıllık kırlent ortaya çıktı

Sinop’un tarihi güzelliklerinin gün yüzüne çıkması amacıyla başlatılan Kent Meydanı Projesi çerçevesinde, binlerce takvim kale surlarının önündeki yapıların kaldırılmasının ardındaki kentin tarih zenginliği gün yüzüne çıkmaya başladı. Insanlar bahçesi yapılacak olan askeri gazinonun arkadaki kısmında bulunan kale duvarı üzerinde boğa başlığı figürleri ortaya çıktı. M.Ö. 120 ve M.Ö. 63 yılları aralarında Anadolu’da hüküm süren Sinop doğumlu Kral 6. Mithridat dönemine ait olduğu varsayım edilen figürler, dönemin kuvvet sembolü olarak taşlara tamamlanmış. Krallık binalarının girişlerine ve dağıtılmış tapınaklara yerleştirilen figürler, milattan önce boğaya verilen önemi anımsatıyor.

“Güç ve makam sembolü”

Sinop Tarih ve Kültür Araştırma Derneği Idare Heyeti Üyesi Cemalettin Kaya, figürlerin milattan önceki dönemlerde boğanın, zorlama ve makam sembolü olduğunu söyledi. Kaya, “Bu kırlentler, boğa başlığı reel uygun yok sonra buraya taşınmış. Ama Sinop’taki olan mabetlerden, tapınaklardan, antik çağ saraylarından, yapıların girişlerinde ve çatı altlarından küskün. O devrin bizim halk dilinde öküz, boğa bunlar antik çağın keza falcılıkta kâhinlerin kullandıkları hayvanlar. Dolayısıyla da kuvvet ve makam sembolü olarak bu şekilde kırlentler sergilenmekte ve Sinop’un farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerinden çıkmaktadır” dedi.

“Bunun gibi birçok eser var”

Kaya, figürlerin yapımının minimum 2 bin 500 yıla dayandığını söyleyerek, “Kale surlarının üstünde bunun gibi birçok eser var. Bunlar kalenin zamanla onarımları esnasında tapınaklardan, mevcut diğer yapılardan söküldükçe buraya da hazırlanmış boyutlandırılmış taş parçası olarak. Illaki bir ayinde kullanılan kurban törenindeki anıyı taşa resmetmişler” diye konuştu.

Kaya, Sinop arkeolojisi hakkında ilk yazılmış kaynak olan ve M.Ö. 64 ile M.S. 24 yıllarında yaşayan Amasya doğumlu Yunan tarihçi ve filozof Strabon’un, yazıtlarında Sinop Kalesi surlarının dünyanın en hoş surları olduğundan bahsettiğini dile getirdi. Kaya, “Bu surların dış duvarları zamanla soyulmuş, binalarda, okullarda, cezaevinin ve hükümet binasının yapımında kullanılmış, içerisindeki yığıntı kalmıştır. Antik devir, Roma, Ceneviz hatta Osmanlı’da bütün kayıtlarda bunları kimin onaracağı, nasıl ihale yapıldığı her şeyin belgesi mevcut” şeklinde konuştu.

Berkan Keyifli
 

sizlere www.birnumarayiz.com farkıyla sunulmuştur

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: